top of page
  • Black Facebook Icon
  • Black YouTube Icon
  • Black Instagram Icon
  • Black Pinterest Icon
KİTAPLARA İMAN 
(Ey Muhammed!) Yaratan Rabbinin adıyla oku.O, insanı alaktan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. Kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini öğretendir. (Alak 96/1-5)
   Allah kitaplarını peygamberlerine vahiy yoluyla indirmiştir. Vahiy; gizli ve süratli söz, işaret ve ilham manalarındadır. Terim olarak ise, Allah Teâlâ’nın kullarına yol göstermek ve aydınlatmak üzere peygamberine vahyettiği sözlere denir.
 
      Vahiy Kuran-ı Kerim’de söylenen şekliyle üç çeşittir;
  1. İlk anlamda Allah dilediği şeyi, dilediği kulunun kalbine doğrudan doğruya çok çabuk bir şekilde yerleştirir. Buna “Vahy-i Hafi = Gizli vahiy” denir.   Peygamberimizin Allah Teala şöyle buyuruyor dediği sözleri bu tür vahiylerdendir ve “Hadis-i Kudsi” diye bilinir
     
  2. Perde arkasından duyduğu sözlerdir. Bu tür vahiyde peygamber bir şey görmeden sadece işitir. Musa (as) Tur dağında ağaç arkasından kendisine vahyedilen Allah sözünü böyle işitmiştir.
     
  3.  Melek Cebrail(as)’in peygamberlere getirdiği vahiydir. Buna “Vahy-i Metluvv=Okunarak Kelimeler Halinde Gelen vahiy” denir. Vahyin en yüksek derecesi de budur. Kuran-ı Kerim peygamberimize bu şekilde nazil olmuştur. Vahiy sadece peygamberlere mahsustur, peygamberlerden başkasına vahiy gelmez.
   
   İlahi Kitaplar ve sayfalar;
   Allah yarattığı insanı başıboş bırakmamış, dünya ve ahirette mutlu olmasını sağlayacak yolları, peygamberleri aracılığıyla göstermiştir. Peygamberlerde aldıkları vahiyleri aynen tebliğ etmişlerdir. Peygamberlerin getirdikleri ilahi ve semavi kitapları oluşturmaktadır. Peygamberlere gelen kitaplardan bazıları birkaç sahifeden ibarettir. Bunlara sahifeler anlamına gelen “Suhûf”, diğerlerine “Dört Büyük Kitap denir.

SUHÛFLAR

Adem (as): 10 Sahife,
Şit (as):
50 sahife,
İbrahim (as): 10 sahife
 İdris (as):
30 sahife,
. Bugün bu sahifelerden hiçbiri mevcut değildir.

DÖRT BÜYÜK KİTAP

Hz.Musa
 Hz.Davud
Hz.İsa
Hz.Muhammed
ZEBUR
TEVRAT
İNCİL
KUR'ANI KERİM
     Tevrat (Ahd-i Atik); Bugün elde bulunan
Tevratın Musa (as) Peygambere nazil olan Tevrat ile
birebir aynı olduğu söylenemez. Sonradan değişik
kimselerce yazılmış, ilave ve çıkartmalar yapılmış,
bazı kısımları saklanmış ve kitap haline getirilmiştir.
Çünkü Musa (as) Peygamberden sonra İsrailoğulları
birçok savaşlarla parçalanmış, egemenliklerini yitirerek
uzun yıllar esir hayatı yaşamışlardır. Ayrıca
Süleyman (as) peygamberden sonra gelen Yahudi
hükümdarların çoğu Hz. Musa’nın dinini terk etmişti.
Bu yüzden Tevrat’ın asıl nüshası korunamamış, kaybolmuştur. Milattan yaklaşık 622 yıl evvel Azra adındaki bir kahin kendisinin yazdığı bir kitabı Tevrat diye ortaya koymuştur. İşte bugün yahudilerin elinde bulunan ve “Ahd-i Atik” adını taşıyan kitabın durumu budur. Bu kitabın ilahi kitap olarak kabul edilmesi bu nedenle mümkün değildir. Tevrat’ın İbranice, Yunanca ve Samirice olmak üzere üç nüshası bulunmakta bunlar da birbirini tutmamaktadır. Esasen Kuran-ı Kerim’de Tevrat’ın değiştirildiğini bildir
 
İncil (Ahd-i cedid); İncilin de Tevrat gibi sıl ve
sahih bir nüshası yoktur. Bugün Hıristiyanların
elinde bulunan “Ahd-i Cedid”ler Hz. İsa’ya Allah
tarafından gönderilen İncil değildir.Hz. İsa’dan
çok sonra değişik kimselerce yazılmış kitaplardır.
Halen kabul ettikleri dört ayrı İncil nüshası birbirini
tutmamakta, birinde bulunan bahisler diğerinde yer
almamaktadır. Luka, Matta, Yuhanna ve Markos
isimli şahısların yazdığı İncil vardır. Bu İnciller Milattan sonra 325 yılında İznik’te toplanan bir ruhani meclis tarafından seçilen İncillerdir. Diğer inciller yakılarak yok edilmiş sadece bu dört tanesi bırakılmıştır.
Kuran-ı Kerim; Kuran-ı kerim Allah’tan Peygamberimize indirildiği gibi korunmuş ve ondan da bize tevatür yoluyla gelmiştir. Bugün insanoğlunun elinde mevcut yegane semavi kitap Kuran-ı Kerim’dir ve kıyamete kadar da değişikliğe uğramadan devam edecektir. Biz müslümanlar Zebur, Tevrat ve İncil’in Allah tarafından indirildiğine iman ederiz ancak bugün elde bulunan kitapların bu haliyle birer kutsal kitap olduklarını kabul etmiyoruz. Çünkü bunlar zarar görmüş veya tahrif edilmişlerdir. Kuran-ı Kerim nazil olduğu andan itibaren itinayla ezberlenmiş, kayıt altına alınarak Peygamberimiz tarafından Allah emirleri doğrultusunda sıralanmış, kendisinin vefatından hemen sonra derlenmiş, tek elden çoğaltılarak bugüne kadar değişmeden muhafaza edilebilmiştir. 
   İncil ve Tevrat birer kavme gelmişken Kur’n tüm insanlığa ve sonsuz kadar son kitap olara
Kuran-ı Kerim’in Özellikleri;
1. Kur’an, Peygamberimize vahyedilmiştir. (Kuran-ı Kerim, Allah tarafından Peygamberimize Arapça lisanı le indirilmiş bir kitaptır.Allah kelamıdır.)
2. Tevatür yoluyla nakledilmiştir. (Tevatür “yalan üzerine birleşmeleri sayıca mümkün olmayan bir topluluğun bir bilgiyi aktarması” demektir.)
3. Kur’an, mushaf halinde yazılmıştır.(Kur’an sure sure, ayet ayet nazil olmuştur. İnen ayetler ezberlenmiş ve yazılmıştır. Yazılanlar daha sonra birleştirilerek mushaf haline getirilmiştir.)
4. Kur’an’ın manası gibi lafzı da ilahidir.(Kur’an her yönüyle mucizedir. Allah sözüdür. İlahidir. Bu itibarla hiç kimsenin onun benzerini ortaya koyması mümkün değildir. )
   Kur'anın mahiheyine gelce; Yüce Allah elçileriyle bize çok özel bir lütufta bulunmuş, kitaplarını göndermiştir. Bizzat kelamını gönderip bizi muhatap kılmıştır. İnsanlar okuyunca doğrudan O’nun sözlerini bulmuş, bu sözler kalplere işlemiş, dünyayı aydınlatmış, doğru yolu göstermiştir. Kitaplar yeryüzüne güneş gibi doğmuş, çiçekler nasibini almış, alamayanlar çürüyüp gitmiştir. Kitaplar imana iman katarken, inkârcıların nefret ve azgınlığını artırmıştır.
KUR’AN MUCİZELERİ;
*Kur’an sayesinde bir nesil karanlıktayken
çok geçmeden aydınlığa çıkmıştır.
*Peygamberi başlı başına mucizedir.
*Tek harfinin değişmeden bugüne kadargelmesi
mucizedir.
*İnsan ve toplum üzerindeki etkisi mucizedir.
*Yüzyıllardır milyarlarca kişinin okuması mucizedir.
*O kadar çok ve sık okunduğu halde sıkmaması mucizedir.
*Her okunuşta veya âlimlerce her gün yeni bir manasının keşfedilmesi mucizedir.
Bu mucizede Fatiha suresi başlı başına dünyaya meydan okur. Bir insan ortalama 60 yıllık ömründe sadece namazlarda 800.000 kez tekrarlar. Allah kelamından başka hangi kitabın hangi bölümü böyledir?
*Gürültüye dayanamayan hastalar ölüm döşeğindekiler O’nunla huzur bulur,
*Sultanlar adaleti O’ndan öğrenir,
*Hak dostları Allah’ın muhabbetine giden yolu onda
bulur,
*Liderler fazilet dersini O’ndan alır,
*Alimler O’ndan ilim öğrenir
,
*Hastalar maddi/manevi şifayı O’nda bulur,
*Ölü kalpler O’nunla dirilir,
 
*Teselli arayan gönüller müjdeyi O’nda bulur,
*Herkes hem de eşit şekilde (Hükümdarla köle aynı anda aynı safta) alır dersini, aynı anda okur. Kimse mahrum kalmaz herkes okur, öğrenir.
*Üzerine milyonlarca kitap yazılması da bir mucizedir.
                        Kur'an-ı Kerimin Taşıdığı Gerçekler
   Kur'an'ın insanlara bildirdiği emirler ve yasaklar, açıkladığı hikmet ve gerçekler pek çoktur. Bunlar temel olarak inançlara, ibadetlere, muamelata, ahlaka, Allah'ın Yüce kudretini gösteren üstün san'at eserlerine, ibret alınacak olaylara ve diğer şeylere aittir.
 
      Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:
1) Kur'an-ı Kerim, insanlara Yüce Allah'ın varlığını, birliğini, büyüklüğünü, hikmetlerini ve kudsiyetini bildirir. Öyle ki, felsefi görüşlere sahib olanların parlak sözleri onun yanında pek sönük kalır.
2) Kur'an-ı Kerim, insanları ilim ve irfana, ibretle bakıp düşünmeye çağırır. Gaflet içinde yaşamaktan insanları engeller. İnsanlara, Yüce Allah'ın hikmet ve kudretini gösteren büyük eserlerine bakmalarını öğütler.
3) Kur'an-ı Kerim, önceki devirlerde insanlara gönderilmiş olan peygamberlerin bir kısmı ile ilgili bilgi verir. Yüksek görevlerini nasıl başardıkları ve bu görevler uğrunda ne kadar zorluklara katlandıklarını bildirir. Bütün insanların son Peygambere uymalarını emreder.
4) Kur'an-ı Kerim, geçmiş ümmetlere ait ders alınacak en büyük ibret sahnelerini ve tarihi olayları bildirir. İnsanları bunlardan ibret almaya çağırır. Peygamberlere karşı çıkıp isyan eden günahkar kavimlerin çok korkunç akıbetlerini haber verir.
5) Kur'an-ı Kerim, insanlara daima uyanık bir ruha sahib olmalarını ve Hak'dan gafil bulunmamalarını emreder. Nefislerin arzularına uyarak din ve faziletten yoksun kalmamalarını öğütler. Dünyanın maddi yarar ve zevklerine dalıp da, manevi hazlardan ve ahiret nimetlerinden mahrum kalmanın büyük bir felaket olacağını bildirir.
6) Kur'an-ı Kerim, müslümanlara, dinlerine sımsıkı sarılmalarını ve daima hakkı savunmalarını öğütler. Düşmanlarına karşı da, daima kuvvetli bulunmalarını, her türlü korunma vasıtalarını hazırlamak için çalışmalarını hatırlatır. Gerektiği zaman savaş meydanlarına atılmalarını, din ve namuslarını, yurdlarını, maddi ve manevi varlıklarını hem canları hem de malları ile korumalarını emreder.
7) Kur'an-ı Kerim, medeni ve sosyal hayatın bir düzen ve huzur içinde yürümesi için gereken esasları ve kuralları bildirir. İnsanların birtakım hak ve görevleri korumalarını ve gözetmelerini ister.
8) Kur'an-ı Kerim, hem şahıslara, hem de cemiyetlere, selamet içinde kalmaları için adaleti, doğruluğu, alçak gönüllü olmayı, sevgiyi, merhameti, iyilik etmeyi, bağışlamayı, edeb gözetmeyi, eşitliği ve bu gibi yüksek huyları tavsiye eder. İnsanları zulümden, hainlik etmekten, büyüklenmekten, cimrilikten, intikam duygularından, katı yürekli olmaktan, çirkin söz ve işlerden, zararlı olan içki ve yiyeceklerden alıkor. Yapılması, yenip içilmesi helal veya haram olan şeyleri bildirir.
9) Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah'ın bu alem için koymuş olduğu tabiî kanunları hiç kimsenin değişteremeyeceğini anlatır. Herkesin bu kanunlara göre davranışlarını ayarlamaları gereğine işaret eder. İnsanlara, çalışmalarının meyvesinden başka birşey elde edemeyeceklerini hatırlatır. İnsanları çalışıp çabalamaya teşvik eder.
10) Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah'ın: "Yapınız - Yapmayınız" diye emirlerini ve yasaklarını benimseyip gereğince hareket eden mü'minler için verilecek dünya ve ahiret nimetlerini ve elde edecekleri başarıları müjdeler. İman etmeyenlere de hazırlanmış bulunan kötü akıbetleri, Cehennemin azab şekillerini hatırlatır. Kur'an-ı Kerim, bütün bu açıklamaları ile insanları, yaratılışlarındaki yüksek gayeden haberdar ederek ona iletmek ister.
Sonuç: Kur'an'ın ifadesi bir mucizedir. Bu gibi daha nice hikmet ve gerçekleri içinde toplamıştır. İnsanlık alemi ne kadar yükselirse yükselsin, hiç bir zaman Kur'an'ın yüksek talimatı dışında kalamaz. Kur'an'ın talimatına (gösterdiği prensiplere) aykırı davranışlar ise, aslında yükselme değil, bir alçalmadır.
 
 
bottom of page