top of page
ORUÇ TUTMAK
Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (imsak vaktinden) itibaren
güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.
Her Müslümanın ramazan ayında fecrin
başlamasından ki bu sabah namazından güneş
batıncaya akşam namazına kadar yemeyi, içmeyi
ve şehevi arzuları terk ederek oruç tutmaladır.
Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir
hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya
hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş
olmaz. Oruçtan maksat, sabır, şükür, nefis
terbiyesidir.
Oruç, Peygamberimiz’in hicretinden bir buçuk sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, İslâm’ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususu
“İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah’ı ziyaret etmektir (hac)” diyerek bildirmiştir (Buhârî, “Îmân”, 34, 40; “İlim”, 25; Müslim, “Îmân”, 8).
Orucun müslümanlara farz olduğu Bakara sûresindeki:
“Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır” (el-Bakara 2/183-184).
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Cennette "Reyyan" denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde Cennete yalnız oruçlular girerler; o kapıdan onlardan başka hiç bir kimse giremez."
İmsak, Arapça’da, “kendini tutmak, engellemek” anlamına gelir. Orucun temel unsuru da (rükün) bu anlamdır. İmsak vakti tabiri, dilimizde, oruç yasaklarından (yeme içme ve cinsel ilişki) uzak durma vaktinin başlangıcı anlamında kullanılır. İmsak vakti, tan yerinin ağarması (fecr-i sâdık) vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur; bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlaması vaktidir.
İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güneşin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur. Gündüz ve gecenin teşekkül etmediği bölgelerde oruç süresi, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir.


Oruç riyânın en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Peygamberimiz’den nakledildiğine göre, orucun bu yönüne ilişkin olarak Allah, “Oruç benim içindir; onun karşılığını ben vereceğim” buyurmuştur. Bu bakımdan oruç tutmanın sevap olarak karşılığı oldukça yüksektir.
Ramazan orucu kimlere farzdır:
1.Akıllı olanlara
2.Ergenlik çağına ulaşmış olanlara
3.Oruç tutmasına engel bir mazereti olmayan kadın ve erkek her Müslümana oruç tutmak far kılınmıştır.

Dinimiz, kişileri güçleri nispetinde sorumlu
tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan
durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Diyanet'e göre Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine aşağıdaki mazeretler gösterilmiştir.
-
Yolculuk,
-
Hastalık,
-
Hamilelik ve Çocuk Emzirme,
-
Zor Ve Meşakkatli İşlerde Çalışmak
-
Yaşlılık.
Büluğa ermemiş çocukların oruç tutması farz olmamakla beraber, küçük yaşlardan itibaren yavaş yavaş oruç tutmaya alıştırmak, oruca heveslendirmek gereklidir.


Oruca niyet nasıl edilir?
Oruca niyet etmek farzdır. Niyetin kalp ile yapılması esas olup dil ile söylenmesi şart değildir. Bununla birlikte ayrıca dil ile de söylenmesi daha iyi olur ve bu tarzda niyet, çoğunluğa göre müstehaptır. Her ibadette olduğu gibi kalben niyet etmek yeterlidir.
İmsaktan önce niyet ederken, "niyet ettim yarın oruç tutmaya", imsaktan sonra niyet ederken de "niyet ettim bugün oruç tutmaya" denebilir. Farkı cümlelerle de niyet edilebilir.
Oruca niyetin vakti, akşam namazının vaktinin girmesi ile başlar, ertesi günü kuşluk vaktine (öğle namazı vaktine bir saat kalana) kadar sürer.
Oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur. Oruç için sahura kalkılması da fiili bir niyettir. Kişi sahura kalkamamış olsa bile sabah bu bilinç içinde ise niyetli sayılır.
Orucu bozan durumlar:
-
Oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek orucu bozar.
-
Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmak.
-
Karı ve kocadan biri ötekine zorla cinsel ilişkide bulunduğu taktirde zorla ilişkide bulunana kaza ve kefaret kendisine, zorla ilişkide bulunan kişiye de kaza lazımdır.
-
Ağzına giren yağmur, kar ve doluyu kendi isteğiyle yutmak.
-
Sigara içmek, öd ağacı veya anber ile tütsülenip dumanını içeri çekmek.
-
Buğday ve arpa tanesi yutmak.
-
Dışarıdan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp yutmak.
-
Yenmesi alışılmış olan, kil ve kömür gibi şeyleri yemek( bazı kimseler bunları severek yerler.)
-
Az miktarda tuz yemek.
-
Karısının veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü yutmak ( bundan zevk aldığı için kaza ve kefaret gerekir. Başkasının tükürüğünden iğrendiği için bundan kefaret gerekmez.)
-
Kan aldırdıktan veya sadece karısını öptükten sonra orucu bozulduğu kanaatiyle bile bile orucunu bozmak.
-
Yemek yaparken yemeklerin tadına bakmak.
-
Susuzluğunu gidermek için ağza su alıp çalkalandığında suyun birazını yutmak.
-
Burna ilaç çekmek.
-
Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü yutmak.
-
Boğazına kaçan ve ya yağmuru kendi isteği olmadan yutmak.
-
Zorlama ile oruç bozmak.
-
Dişleri arasına nohut tanesi kadar kalan yemek tanesi yutmak.
-
Abdest esnasında ağza ve buruna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak.
-
Unutarak yeyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yeyip içmek.
-
Ağız dolusu kusmak( kendi isteği ile).
-
Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri çevirmek.
-
Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz.(İçeri çekilen duman sigara dumanı olursa kefaret gerekir).
-
Güneş batmadığı halde battı zannederek iftar etmek.
-
İmsak vakti geçtiği halde daha vakit vardır zannederek yemek.
-
Cinsel ilişki dışında kadına dokunmak ve öpmek sonucu boşalmak.
-
Ramazan orucunda başka bir orucu bozmak.( Ramazan orucunda başka bir orucu bozmak sadece kazayı gerektirir).
-
Ramazan orucunu niyet edipte sabah bilerek bir şeyler yemek.
-
Misafir iken oruca başlayıp ikamete niyet ettikten sonra yemek.
-
Oruca başlayıp uzağa sefer yaptığında bulunduğu yerin sınırlarını geçtikten sonra orucu bozmak.
-
Astım spreyi kullanmak.
-
Buruna kolonya çekmek( koklamak bozmaz.)
-
Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek.
-
Kulağın içine ilaç damlatmak,kulağı ilaçlı suyla yıkamak.
-
Derindeki açık yaraya konan sıvı ilacın sindirim yoluna girmesi.
-
Vücuda ilaç şırınga etmek.
-
Burna çekilen suyun ağızdan çıkması.
-
Taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç gibi ilaç ve gıda olmayan şeyi yutmak.
-
Makattan veya kadınların önden fitil kullanması.
-
Denize girince veya guslederken makattan su girmesi ( hanbeli'de bozmaz.)
-
Dil altına konan ilacı emmek.
Sayılan bu şeylerden birini yapan kimsenin orucu bozulur ve bozulan orucun gününe gün kaza edilmesi gerekir. Bunlardan biri ile orucu bozulan kimse akşama kadar orucu bozacak bir şey yapmamalıdır.

ORUÇ
İMSAK
İFTAR ile biter.
ile başlar
RAMAZAN AYINDA
Tutulur
Kadir Gecesi vardır.
Teravih namazı kılınır.
bottom of page